Ergenler ve Spot Işıkları

Ergenlik dönemi insanın çocukluk evresinden erişkinlik evresine geçmesi için gerekli olan ve kendine has özellikleri olan bir evredir. Bu evrede çocuk artık hormonların etkisine girerek ve beden yapısı değişerek cinsel dürtülerin istiflendiği; karşı cins tarafından beğenilme isteğinin olduğu, karşı cinsi tanıma, arkadaş olma çalışmalarının yapabildiği; çocukluktan kurtulup artık erişkin bir birey olarak hayatın sorumluluklarını alma isteğinin ve kendi kararlarını alma isteğinin olduğu; verdiği kararları uyguladığı ve sonuçlarına razı olduğu durumlar gözlenir. Bu bağlamda aileyle olan ilişkisinde ebeveynlerini beğenmeyen, onlarla çatışan, kendi kararlarının üzerine gölge düşmemesi için ebeveynlerinin söylemlerine itiraz eden bir yapıya girdiği, hakkını aramakla ilgili bir mücadeleye girişebilme kapasitesine ulaşabildiği, üretebildiği, paylaşabildiği, sosyalleşebildiği ve özellikle kendi yolunda yürüme kapasitesine ulaşabildiği bir düzleme gelirse sağlıklı, ayakları üzerinde durabilen bir birey olmuş demektir.

Fakat, çocukluk dönemi anne-baba ve çocuk ilişkilerinde açık ve örtülü bazı sorunlar varsa yukarıda olması gerekliliğini ifade ettiğimiz davranışlar aşırı olur ya da hiç olmaz. Bu sebepten dolayı ergenlikteki arkadaşımız “Normal sürecini mi yaşıyor? Yoksa bazı sorunlar mı yaşıyorum anlamak ve yardımcı olmak için bu değerli arkadaşlarımızla onları her ne kadar yasal erişkin olmamalarına rağmen onları erişkin görerek beraberce “ne olduğunu” anlamaya çalışmaktayız.

Ergenlik; bireyin çocukluk döneminin bitişiyle başlayan fizyolojik olarak erişkinliğe ulaşıncaya kadar geçen dönemin adıdır. Bu 13-22 yaş ara ligini kapsayan bir dönemdir fakat bu rakamlar kesinlikle mutlaklık ifadesi olarak alınmamalıdır çünkü ergenliğin başlama süresinin ırk, iklim ve beslenme şartlarına göre de değiştiği bilinmektedir. Örneğin bazı kaynaklarda Akdeniz ikliminin hâkim olduğu bölgelerde kızların 8-10 yaşları arasında ergenlik dönemine girdikleri, Sibirya bölgesinde 20’li yaşlara uzayabildiği gösterilmektedir.

Fizyolojik belirtiler ışığında bir genelleme içerisine alındığında; Erkeklerde yüz kıllarının çıkmasıyla ve sesin kalınlaşmasıyla, kızlarda ise adet ve göğüs büyümesiyle beraber duygusal, sosyal, toplumsal, cinsel bir çok değişikliği beraberinde getiren dönemdir. 

Ergenlik Döneminde Fizyolojik ve Cinsel Değişim

Biyolojik olarak ergenlik bir çok fizyolojik değişimin yaşandığı hassas bir dönemdir. Bu dönemdeki değişimler başka hiçbir gelişim evresinde bu kadar belirgin değildir. Fiziksel olarak boy artış hızının en fazla olduğu yaşlar kızlar için 11-13 erkekler için 13-15 yaşları arasıdır. Bu dönemde bireyler yetişkinlikte alacağı boyun neredeyse yüzde seksenlik bir bölümüne ulaşır. Cinsel içerikli biyolojik gelişmelerin en yoğun olduğu dönem 12-16 yaşları arasıdır bu dönemde içinde bulundukları toplumun belirledikleri ideal vücut modelinin etkisinin altındadır ayrıca sosyal medya ve televizyonun etkisiyle model aldıkları kişilerin (sanatçılar, oyuncular, reklam yıldızları, şarkıcılar vs.) vücut ölçüleri ergenlerin beden imgesini etkilemektedir. Ergenlerin oluşturdukları beden imgeleri ile benlik saygısı ilişkilidir. Bedenlerine bağlı geliştirdikleri olumsuz düşünceleri benlik saygılarını etkilemekle birlikte cinsel rolünün oluşmasında ergenin içinde yaşadığı toplumsal ve kültür yapısının önemli bir rol aldığı bilinmektedir. Çevresindeki arkadaşlarıyla kendisini kilo kıyaslaması yapmak zorunda hisseden ergen; yaşıtlarına ve arkadaş gruplarına uyum sağlamakta zorlanmakta ya da yeme bozuklukları yaşayarak (aşeresiye nevroz) asri kilo kaybına uğramaktadır. Kısa yada uzun olmak, şişman ya da kilolu olmak ergenlerin arkadaş grupları içerisindeki tutum, davranışlarını ve sosyal işlevselliklerini etkileyen önemli bir faktördür ayrıca Fizyolojik gelişim bağlamında eller ve ayaklar bedenin diğer bölümlerine nazaran daha çabuk gelişir, bu durumda da geçici bir sakarlığa ve beceriksizliğe yol açar bu durumlarda ergenin psişik yapısına etkiler. Bu dönemde kız ve erkeklerin bedenin bazı fiziksel özelliklerinin normal olup olmadığı cinsel bakımdan yeterli gelişmeye ulaşıp ulaşmadığıyla ilgili kaygılar da gündemdedir. 

Ergenlerin Duygusal Gelişimi

Ergenlik dönemindeki bireyler bir kimlik karmaşası yaşamakla beraber duygusal dalgalanmalar eşliğinde Ben Kimim? Sorusuna cevap aramaktadır. Sorunun cevabına ulaşması da bu evrenin bir nebze sağlıklı şekilde tamamlanması anlamına gelmektedir. Karşı cinsin fiziksel ve duygusal onayını almak gibi istekleri daha önceki psikoz-sosyal gelişim evreleri tecrübeleriyle birbirine bağlıdır. Yoğun otorite hissinin etkisiyle fikirlerinin onaylanma ihtiyaçları doğar. Bu dönemde; gelecek kaygıları, karşı cinse âşık olma, çekingenlik, tedirginlik, yalnız kalma isteği, çabuk heyecanlanma gibi belirgin duygu durumları yaşamaktadırlar. İlk aşk tohumları atılır, karşı cins ile ilişki kurma istekleri çoğalır, popüler olma isteği kaçınılmazdır. Ergenin duygusal tepkileri düzenlilik gösteremez, çoğu zaman hayal kurma ile arzularını ve düşüncelerini yansıtır. Çoğu zaman yalnız kalma isteğiyle birlikte içe döndüğü birçok süreç yaşar, yeni tecrübe ettiği durumlarda çabuk heyecanlandıkları ve hemen kızabildikleri görülür. Kızarma durumu ise ergende istenmedik bir durumdur ve heyecanlarının kontrolünü öğrenme ile kazanır. Çalışma isteksizliği, üşengeçlik, tembellik gibi halleri gözlenir. 13-15 yaş aralığındaki okul performansındaki azalmalarda buna bağlıdır. Çalışmak, oyun oynamak, yapılması gerekenleri fark edip uygulamak omuzlarında çok ağır bir yük hissidir. Yan odadaki çantasını gidip almak bile ona çok ağır gelebilir. Bu durum geçicidir. Azarlanmak ya da arkadaş çevresi tarafından taklit edilmek ; gerginlik kızgınlık ve öfke duymasına neden olur. Konumu sebebiyle bu öfkesini ve gerginliğini gizlemek zorunda kalabilir. Bu da sahip oldukları hırçınlık durumunun önemli sebeplerindendir. 

Ergenlik Ve Popüler Olma

Artık sahne onlarındır. Tüm spot ışıkları sadece onların üzerindedir, değilse bile sadece onların üzerine yansıması gerekmektedir. Artık fark ettiği gibi fark edilmelidir. Göründüğünün çok daha ötesindedir. İçinde bulunduğu her aktivitede ya en göze çarpan kişi olacaktır yada onunla en ilgilenmeyen kişi olacaktır. Arkadaş çevresi içerisinde kabul bekleyecektir ve sahip olduğu özelliklerin çok daha fazlasını sergilemek için farklı yöntemler deneyecektir. Tasarladığı ilgiyi aramaya başlayacak, platonik âşık olacak, olmak istediğiyle olduğu kişi arasındaki farkları ya kapatmaya çalışacak ya da bunun kendine göre acısıyla bas etmeye çalışacaktır. Organizasyonlara her zaman davet bekleyecek bu gerçekleşmediğinde öfkelenecektir. İltifatlar ve takdirler onu çok mutlu edecek ama bazen paylaşmak yaralayacaktır. Kendine özgü rakipler oluşturacak ve müthiş bir kıyaslama içerisine kendisini sokacaktır. Kendi gücünü ölçmek isteyecek ve arkadaşlarıyla bir yarış içerisine girecektir. Bu doğrultuda grupları ya da en yakın arkadaş seçenekleri de oluşacaktır. Bu gruptaki en yakışıklı kim? En çok önerileri kabul edilen kim? En çok merak edilip aranan kişi kim? En esprili kişi kim? karşı cins tarafından iltifatları hep alan kişi kim? bu yarış ve kıyas içerisinde kendi hakkında bir düşüncesi oluşacaktır. Ergenlerin kendi dışındakiler tarafından nasıl göründüğüyle ilgili bilgiye ihtiyaçları vardır ayrıca bu oluşan gruba ait olmakta çok önemlidir, grup etkisiyle kendi özelliklerinden uzaklaşabilir ve kabul görme isteğiyle kendini grubun denetimine bırakabilir. Tek başına iken yapamayacağı şeyleri grup ile birlikte yerine getirebilir. Yukarıdaki sorular ve çok daha fazlasının cevabının altında kendisinin olma tatmini de inanılmaz bir haz kaynağıdır ergen için. Özellikle ebeveynler tarafından sahip olduğu olumlu özelliklerin fark edilip takdir edilmesi ise yapılanmasında pozitif gelişimlere neden olmakla beraber içinde bulunduğu gelişim evresine de güzel etkiler bırakır.

Ergen Ebeveyni Olmak

Çocukların bu döneme girmeden önce ebeveynleri Ergenlik Psikolojisi, Ergenlik Dönemi ve Ergenin Psikolojik ve Sosyolojik Gelişimi hakkında bilgi edinmelidirler. Bu hassas dönemin hem Ergen’e hem de aileye getireceği yeni durumlar üzerine farkındalık kazanmalıdırlar. Ergenlik belirtilerini fark edebilmeli, çocuğun ergenliğe girdiğini anlamalı ve gereklerini yerine getirmelidirler. Ergenlik dönemine geçiş yaşı oldukça değişkendir bu değişkenlere karşı sabırla yaklaşmalıdırlar. Ergenin fiziksel ve psikolojik değişimini (boyunun uzaması, sesinin kalınlaşması, yüz tüylerinin çıkması, göğüslerinin çıkmaya başlaması, kilo artısı ya da azalısı, adet görmeye başlama vs.) oluşacak durumlara göre yüzüne vurmadan onun bu değişimlere alışmasını kolaylaştırmalıdırlar. Bilişsel, sosyal duygusal süreçlerin anlamlandırılmasına yardımcı olmalıdır. Ebeveyn olarak bireylerin bu durumlara dikkat etmesi; çatışmaların azalmasına, ergenin bu evreyi sağlıklı şekilde tamamlamasına, birey olarak kendini ispat etmek isteyen ergenin birçok yükünün azalmasını sağlayacaktır;
-Çocuğunuzun büyüdüğünü ve ergenlik döneminde olduğunu kabul edin
– Ergenlik hakkında bilgi edinin
– Ergenin aile, anne, baba, ve rehberlik ihtiyaçlarını gidermeye çalısın
– Yeniliklere açık olun
– Ergenin içinde bulunduğu duruma ve kendisine saygı ile yaklaşın
– Yaşadığı sorunları küçümsemeyin
– Ona anlaşıldığını hissettirin
– soğukkanlı ve sabırlı davranın
– kırmızı çizgilerinizi ortaya koyarken yapıcı bir dil kullanmaya dikkat edin
– Sanat ve Spor faaliyetlerinde onu destekleyin
– Onun hassas ve alıngan yapısını göz önünde bulunduran bir yaklaşım sergileyin
– Sorunları onu suçlamadan konuşmaya çalısın.

Ergenler bu dönem içerisinde hasarlar alırlar, farklı arayışlar içerisine girebilirler, küçük veya büyük hatalar yapabilirler. Bu durumlarda aile bireylerinin yapıcı, onarıcı ve destekleyici yaklaşımınız onun için en büyük sigorta anlamındadır. Sadece sözde değil davranış yoluyla iletilebilirse sevgi ve güveni hissedebilir.

Psk.M.Erdinç Türk